Kim, Hangi "Nick name "yi neden seçti?



Golf 8 alırım düşüncesiyle 8 ve İzmir olduğu için 35 Golf835 yaptım. Ancak, Golf 8'in de kuru DSG ile geldiğini öğrenince 8 almaktan vazgeçtim. Bekliyorum :D
7'mden çok memnunum. ❤️
 
Çok uzun zaman önce bulmuştum bu nick imi., dayım sağolsun çocukluğumdan beri Formula 1 hayranıydım.., 9-10 yaşımda millet ninja kaplumları seyrederken ben dayımla pazar günleri Spa-Francorchamps, Silverstone, Monaco Grand Prix lerini.., sabahın 5'inde kalkıp sezonun son yarışı Suzuka Grand Prix 'ini seyredirdim.. Koyu bir Scuderia Ferrari hayranıydım tabii hala da öyleyim..

Yarışlar pazar günü olduğundan bayramları tatile gittimizde bizimkilere çok kan kusturmuşumdur.., O zaman yarışları ntv verirdi ve nedense her gittiğimiz yerde ntv çekmezdi.., ve ben 1989 yılından beri takip ettiğim yarışlarda tuttuğum takımın sürücüler şampiyonluğunu kazandığını görememiştim.. Dilek olay Ferrari 21 yıldır sürücüler şampiyonu olamıyordu..

Hiç unutmam 1999 yılının ekim-kasım ayı idi.., ve sezonun son yarışı yine gelip çatmıştı.., bizimkiler ile bolu'nun mudurnu kasabasında kaplıcaya gitmeye zorlanmıştım.. Uzun zamandır ilk defa şampiyonluğa bu kadar yakındık.. Mudurnu'da dışarda kar fırtına -10 derece çılgın bir hava, otelde TRT1 hariç hiçbir kanal çekmiyor 2 gün boyunca yalvar yakar babamı ikna edip 3km uzaklıktaki kasabada ki kahvede sabahın 6'sında yarış için arabayı almayı ikna etmiştim.. Tabii 3km uzaklıkta ki kasabanın kahvesinde de ntv'nin çekmediğini çok önceden biliyordum ama tabi bunu bizimkilere söylemedim.. Kafaya koymuştum yarışları seyretmem için tek şansım 30 km uzaklıktaki abant gölündeki koru oteline gitmekti.. Cumartesi sıralama turlarını ve Pazar günüde yarışı seyretmek için sabahın köründe bizimkileri uyundırmadan sessizce kalkıp çünkü babam her an fikrini değiştirebilirdi ve babamın daha 1 sene önce aldığı 1998 Passat B5 1.8T Highline Man. ile kar,fırtına bide üstüne üstlük yoğun sis altında max. 15-20km hızla yola koyuldum.. Yolun kar ile kaplı olması bir yana hayatımda gördüğüm en yoğun sis tecrübesini yaşadım, 5km hızla seyretmeme rağmen göz gözü görmüyor, sis farları sadece yarım metre önümü ancak gösterebiliyordu.., Ara ara arabadan inip yolun yönünü kestirmeye çalışıyorum., tek avantajım babam yıllardır mudurnu-abant yolunu sık sık gidip-gele gele arabayı ben kullanmasamda yol aklıma kazınmıştı.. Mudurnu-Abant yolunu gidenler varsa bilir sürekli virajlı, tırmanış-inişin aynı anda tecrübe ettiren ucurumların olduğu çok tehlikeli bir güzargahtır.. 30km yolu 2,5 saatte gidip arabayı otoparka park edip resepsiyondakilere ne diyipte sabahın köründe Tv yi açtıracağımı düşünürken resepsiyondaki bayan hoş geldiniz F1 seyretmeye geldiyseniz sizi konferans odasına alalım bişey içmek istermesiniz diyince ki mutluluğu halaa unutamam.. 2gün boyunca gidip gelmiştim ama şampiyonluk için 1 yıl daha beklemek gerekecekti.. Yarışı ve şampiyonluğu yine kazanamamanın üzüntüsü/dalgınlığıyla yaptığım hatadan beni Dunlop WinterSport serisi lastiklerin (35-40metrelik ucuruma yuvarlanmadan) kurtarmasını halaa aklıma gelir ve Dunlop 'a karşı bu yüzden hep bir sempatim vardır ki Golf'ümde Dunlop Sportmaxx RT gelince mutlu olmuştum..

Özetlemek gerekirse; forza kelimesini italyanlar ve ferrari fanatikleri tifosi'ler pek çok yerde ve anlamda kullanırlar.. forza italyanca güç, kuvvet, dayanıklılık ve çok yaşa anlamında.., Gilles ise canlı olarak seyretmeye nail olmasamda hayranı olduğum efsanevi pilot Gilles Villeneuve'den geliyor. kısaca forzaGilles Amacı sadece yarışmak için kurulan bu uğurda maddi olarak zorluğa düşünce bu yüzden sırf yarışlara devam etmek ve yarışları finanse etmek amacıyla yol otomobilleri üreten, bu uğurda oğlunu bile acı bir şekilde kaybeden.., manevi oğlu olarak gördüğü Gilles Villeneuve 'de feci bir kazada kaybettikten sonra hayata tamamen küsen.., Kendisi ve mühendislerinin ile birlikte son tasarladığı tüm zamanların yarış pistlerindeki Formula 1 arabalarına en yakın spor otomobili olarak kabul edilen F40 ve efsanevi Testarossa, 365 GTS Daytona 'yı kazandıran Enzo Ferrari 'ye Forza Ferrari diyelim ve tabii Pininfarina 'yı da unutmayalım..


bu başlığı nasıl görmedim sağolun arkadaşlar…

@forzaGilles süpersin…
 
Çok zamandır merak ederim nick name nedir neden kullanılır?

Özel hayatın gizliliğine dikkat edenler için eskilerin deyişiyle "mahlas" olmak bakımından sadece bir ararken şimdilerde ise gizli bir şeyleri açığa vurmak için kullanılır oldu.

Kadim zamanlarda yazılanlara "ben yazdım" demek anlamı nedeniyle esere imza atmak, isim eklemek o eseri yazacak kadar akl-ı selim olmadığının veya kendisinin bir meczup olduğunun gizil ilanı idi..

Çünkü bir eser toplumun eseridir, toplumun ortak geçmişini yansıtan değerleri yüklenerek anlamlı hale gelerek derinleşen sözcükler elbette ortak hafızanın ürünüdürler.

Kullanılan mahlas asla eserden önemli olmamalıdır veya onun önüne çıkmamalıdır.

Ya sizin nick name nizin hikayesi nedir?

Kullandığım nick name 'yi neden seçtim ?

Öncelikle küçük harf sessizce söylenen söz gibidir. Yüksek sesle söylenmesi onu daha değerli yapmaz ama yüksek sesle söylenmesi kendi iç meşruiyetini sağlamaktan uzak olduğu için bu boşluğu gürültüyle kapatmaya çalışıyor izlenimi vermekte. Mutlaka küçük harfle ve sessizce yazılıp söylenmeli bu nedenle.

Öte yandan nefsiyle mücadele eden her ruh bedenin isteklerini emirmişçesine algılamak yerine kendi isteklerinin farkına varana kadar bekler sükunetle... İşte olgun başakların eğilmesi misali ruh olgunluğunun en güzel belirtisini, nefis mücadelesinde yenilmediğini kelamı etmeden kırk kez düşünmesi esnasındaki sessizlikle verir...

Gerçek olanın; hakikatin karşısında sadece birer gölgeyiz ve ne denli mahir olursak olalım söylediğimiz sözler bu durumu değiştirmeyecek kadar beyhude ve derinine ineyemeyecek kadar biçâredir. Dolayısıyla sarf edilen söz gerçek olanın gölgesidir olsa olsa...

İşte neden" gölge " nin yanıtı bu.

Velâkin " söz gümüş ise sükut altındır" düstumun ilk öncesinin simgesi belirmiş oldu...

Altın...

İlk nick name tercihim "goldenshadow" du.

Sonra baktım ki yeteri kadar sükut ettim; artık söz söyleme vaktim gelmiş. .. varsın gümüş olsun sözüm. ..

Neden güzel Türkçemin sözlerinden biri değil derseniz nedeni özenti değil gizem... okunduğu gibi anlaşılan olmasın istedim...

silvershadow işte böyle oldum....

Efsanesin hocam…

Umarım emekliliği üstünden atıp dönersin…
 
En son Trabzon da idi. Oralardan forum çekmiyor demek ki :))
 
Çok uzun zaman önce bulmuştum bu nick imi., dayım sağolsun çocukluğumdan beri Formula 1 hayranıydım.., 9-10 yaşımda millet ninja kaplumları seyrederken ben dayımla pazar günleri Spa-Francorchamps, Silverstone, Monaco Grand Prix lerini.., sabahın 5'inde kalkıp sezonun son yarışı Suzuka Grand Prix 'ini seyredirdim.. Koyu bir Scuderia Ferrari hayranıydım tabii hala da öyleyim..

Yarışlar pazar günü olduğundan bayramları tatile gittimizde bizimkilere çok kan kusturmuşumdur.., O zaman yarışları ntv verirdi ve nedense her gittiğimiz yerde ntv çekmezdi.., ve ben 1989 yılından beri takip ettiğim yarışlarda tuttuğum takımın sürücüler şampiyonluğunu kazandığını görememiştim.. Dilek olay Ferrari 21 yıldır sürücüler şampiyonu olamıyordu..

Hiç unutmam 1999 yılının ekim-kasım ayı idi.., ve sezonun son yarışı yine gelip çatmıştı.., bizimkiler ile bolu'nun mudurnu kasabasında kaplıcaya gitmeye zorlanmıştım.. Uzun zamandır ilk defa şampiyonluğa bu kadar yakındık.. Mudurnu'da dışarda kar fırtına -10 derece çılgın bir hava, otelde TRT1 hariç hiçbir kanal çekmiyor 2 gün boyunca yalvar yakar babamı ikna edip 3km uzaklıktaki kasabada ki kahvede sabahın 6'sında yarış için arabayı almayı ikna etmiştim.. Tabii 3km uzaklıkta ki kasabanın kahvesinde de ntv'nin çekmediğini çok önceden biliyordum ama tabi bunu bizimkilere söylemedim.. Kafaya koymuştum yarışları seyretmem için tek şansım 30 km uzaklıktaki abant gölündeki koru oteline gitmekti.. Cumartesi sıralama turlarını ve Pazar günüde yarışı seyretmek için sabahın köründe bizimkileri uyundırmadan sessizce kalkıp çünkü babam her an fikrini değiştirebilirdi ve babamın daha 1 sene önce aldığı 1998 Passat B5 1.8T Highline Man. ile kar,fırtına bide üstüne üstlük yoğun sis altında max. 15-20km hızla yola koyuldum.. Yolun kar ile kaplı olması bir yana hayatımda gördüğüm en yoğun sis tecrübesini yaşadım, 5km hızla seyretmeme rağmen göz gözü görmüyor, sis farları sadece yarım metre önümü ancak gösterebiliyordu.., Ara ara arabadan inip yolun yönünü kestirmeye çalışıyorum., tek avantajım babam yıllardır mudurnu-abant yolunu sık sık gidip-gele gele arabayı ben kullanmasamda yol aklıma kazınmıştı.. Mudurnu-Abant yolunu gidenler varsa bilir sürekli virajlı, tırmanış-inişin aynı anda tecrübe ettiren ucurumların olduğu çok tehlikeli bir güzargahtır.. 30km yolu 2,5 saatte gidip arabayı otoparka park edip resepsiyondakilere ne diyipte sabahın köründe Tv yi açtıracağımı düşünürken resepsiyondaki bayan hoş geldiniz F1 seyretmeye geldiyseniz sizi konferans odasına alalım bişey içmek istermesiniz diyince ki mutluluğu halaa unutamam.. 2gün boyunca gidip gelmiştim ama şampiyonluk için 1 yıl daha beklemek gerekecekti.. Yarışı ve şampiyonluğu yine kazanamamanın üzüntüsü/dalgınlığıyla yaptığım hatadan beni Dunlop WinterSport serisi lastiklerin (35-40metrelik ucuruma yuvarlanmadan) kurtarmasını halaa aklıma gelir ve Dunlop 'a karşı bu yüzden hep bir sempatim vardır ki Golf'ümde Dunlop Sportmaxx RT gelince mutlu olmuştum..

Özetlemek gerekirse; forza kelimesini italyanlar ve ferrari fanatikleri tifosi'ler pek çok yerde ve anlamda kullanırlar.. forza italyanca güç, kuvvet, dayanıklılık ve çok yaşa anlamında.., Gilles ise canlı olarak seyretmeye nail olmasamda hayranı olduğum efsanevi pilot Gilles Villeneuve'den geliyor. kısaca forzaGilles Amacı sadece yarışmak için kurulan bu uğurda maddi olarak zorluğa düşünce bu yüzden sırf yarışlara devam etmek ve yarışları finanse etmek amacıyla yol otomobilleri üreten, bu uğurda oğlunu bile acı bir şekilde kaybeden.., manevi oğlu olarak gördüğü Gilles Villeneuve 'de feci bir kazada kaybettikten sonra hayata tamamen küsen.., Kendisi ve mühendislerinin ile birlikte son tasarladığı tüm zamanların yarış pistlerindeki Formula 1 arabalarına en yakın spor otomobili olarak kabul edilen F40 ve efsanevi Testarossa, 365 GTS Daytona 'yı kazandıran Enzo Ferrari 'ye Forza Ferrari diyelim ve tabii Pininfarina 'yı da unutmayalım..

Bu inanılmaz bir anı. İlk kez görüyorum çok güzel.

Ben de Schumi hayranıyım. Çok üzücü şimdiki hali :(
 
Bu inanılmaz bir anı. İlk kez görüyorum çok güzel.

Ben de Schumi hayranıyım. Çok üzücü şimdiki hali :(
F1 takip etmiyorum ama Ferrari galiba F1 in Fenerbahçesi gibi bir şey 🤠
 

Schumi den önce çöptü. Schumi ile parladı. Sonra yine kayboldu. Yıllar sonra Bu sene en azından rekabetçi oldular.
 

Geri
Üst