Kurulama havlusu



Sonra kendi kendime, "sen daha kuyu suyuyla benzinliklerde yıkıyorsun, kendine gel." dedim ve yattım.  :D
Sayın @tiesay hocam sizden alıntı yaptım ama sakın üzerinize alınmayın konuyu başından beri takip ettiğim için aşağıda genel bir serzenişte bulunacağım.

Ben de arabasının ve bisikletlerinin temizliği hakkında titiz olan birisiyim.

92 model Tempra'mızı benzinliklerdeki dönen silindirli makinelerde yıkattığımı hatırlayıp kendime hem gülüyor hem kızıyorum.

Artık benzinlikte köpük, hortum ve bezle yıkıyorum diye kendimi tebrik ediyordum fakat bu da mı gol değil yani :(   Kuyu suyunun ne günahı var? Saf suyla mı yıkayacağız?

Evin önünde kendim yıkayayım dedim birkaç defa; bu sefer de çok su harcıyormuşum gibi geldi... Benzinlikte süresi belli, sıra baskısı vs derken anında yıkayıp bitiriveriyor insan :)  
Sonra kenara çekip camsille camları cam gibi yapıyorum, varsa bulduğum en ucuz lastik parlatıcıyı sürüyorum bitti gitti.

-------------

Herkes aracını sever, değer verir fakat sizleri tenzih ederim ülkemizde bu konunun abartıldığı gibi (bakınız alım satım ilanları, fiyatlar, marka modelin statü göstergesi olması) temizlik/yıkama konusunun da abartıldığını düşünüyorum.
Birçok ülkede bulundum bizdekinin yarısı kadar oto yıkamacı görmedim; ''detailing''ci hiç görmedim ya da dikkat etmedim. Millet benzinlikte ya da benzinlikteki gibi yan yana araç yıkama düzeneklerinde aracını yıkayıp geçiyor.

Yahu araba bu. Yeri geliyor yağmurda, çamurda, karda sürüyoruz. Üzerinde su kaldı, silerken bez çizdi de ne demek; ben anlayamıyorum. Arabaları kapalı garajlara koyup kitleyelim üstü açık nostalji arabaları gibi sadece güneşli günlerde sürelim o zaman... Bisiklet ve teknolojik eşya konusunda daha titiz olduğum için onlarla bir bağlantı kurup empati yapmaya çalışacağım ama yine olmuyor   :)  

Neyse, otomobil forumundayız, tabii ki bu işi hobi veya terapi gibi yapan arkadaşlar var, saygı duyuyorum. Elinize sağlık fakat bu da benim bakış açım.

İyi forumlar :)

 
Sayın [mention=17078]tiesay[/mention] hocam sizden alıntı yaptım ama sakın üzerinize alınmayın konuyu başından beri takip ettiğim için aşağıda genel bir serzenişte bulunacağım.
Ben de arabasının ve bisikletlerinin temizliği hakkında titiz olan birisiyim.
92 model Tempra'mızı benzinliklerdeki dönen silindirli makinelerde yıkattığımı hatırlayıp kendime hem gülüyor hem kızıyorum.
Artık benzinlikte köpük, hortum ve bezle yıkıyorum diye kendimi tebrik ediyordum fakat bu da mı gol değil yani [emoji20]  Kuyu suyunun ne günahı var? Saf suyla mı yıkayacağız?
Evin önünde kendim yıkayayım dedim birkaç defa; bu sefer de çok su harcıyormuşum gibi geldi... Benzinlikte süresi belli, sıra baskısı vs derken anında yıkayıp bitiriveriyor insan [emoji4] 
Sonra kenara çekip camsille camları cam gibi yapıyorum, varsa bulduğum en ucuz lastik parlatıcıyı sürüyorum bitti gitti.
-------------
Herkes aracını sever, değer verir fakat sizleri tenzih ederim ülkemizde bu konunun abartıldığı gibi (bakınız alım satım ilanları, fiyatlar, marka modelin statü göstergesi olması) temizlik/yıkama konusunun da abartıldığını düşünüyorum.
Birçok ülkede bulundum bizdekinin yarısı kadar oto yıkamacı görmedim; ''detailing''ci hiç görmedim ya da dikkat etmedim. Millet benzinlikte ya da benzinlikteki gibi yan yana araç yıkama düzeneklerinde aracını yıkayıp geçiyor.
Yahu araba bu. Yeri geliyor yağmurda, çamurda, karda sürüyoruz. Üzerinde su kaldı, silerken bez çizdi de ne demek; ben anlayamıyorum. Arabaları kapalı garajlara koyup kitleyelim üstü açık nostalji arabaları gibi sadece güneşli günlerde sürelim o zaman... Bisiklet ve teknolojik eşya konusunda daha titiz olduğum için onlarla bir bağlantı kurup empati yapmaya çalışacağım ama yine olmuyor  [emoji4] 
Neyse, otomobil forumundayız, tabii ki bu işi hobi veya terapi gibi yapan arkadaşlar var, saygı duyuyorum. Elinize sağlık fakat bu da benim bakış açım.
İyi forumlar [emoji4]
Hocam merhabalar,
Bu konu hakkında ben de birkac sey söylemek istiyorum.
Sizin gibi farklı ülkelerde bulundum, hatta 1 sene kadar yurtdışında yaşadım. Tıpkı sizin gözlemlediğiniz şeyleri ben de gözlemledim. Tek tek o detaylara girmeyeceğim ama oradayken ben de “ne gerek varmış yahu?” diye düşünmüştüm. Hatta sadece temizlik konusunda değil, küçük boya ve hafif kazalarin bile abartıldığını düşünüyordum Türkiye’de. Mesela adam kaportayı çizdiriyor ama satarken kendini anlatabilmek için, boya var dememek için boyatmıyor. Boyatsana kardeşim tertemiz binsene? Dedim ki Türkiye’ye döndüğümde arabalara bakışım çok değişecek, biz fazla abartıyormuşuz. Ama olmadi. Döndüğümde arabalarımıza neden fazla deger verdiğimizi bir daha anladım.
Çünkü biz dünyanın diger ülkelerinde olduğu gibi kolay erisemiyoruz arabalara. Hatta pek çoğumuz icin bir yatırım araci. İkinci el dünyanin pek cok ülkesinde bu kadar degerli degil. Dünyanın her yerinde galeriler vardir ama bu işi Türkiye’deki gibi yapanlar, ve ikinci elden bu kadar cok para kazananlar olduğunu sanmıyorum. küçük bir boya sıkıntısında arabanin değerini öldürüyorlar. Bunu hicbirimiz istemeyiz. Bu yüzden istemeden de olsa tercih edilebilmek için, satılık diger arabalarla rekabet halinde olduğun bir ortam oluşuyor. Benimki daha temiz, hayir benimki daha temiz kılcal cizik bile yok blablabla..
Ayrıca onlara karşı duygusal baglarimiz da oluşuyor. Atımız gibi görüyoruz onlari, yemini suyunu temizliğini yaparken [emoji2]

Ben yurtdışında arabamı satarken galericinin tek yaptığı arabayla 300-500 metre gidip şanzıman ve fren kontrolüydü. Türkiye’de böyle araba almazsin, satamazsın da. O yüzden kiyaslama yapmanin cok dogru olmadığını düşünüyorum.
Saygılar [emoji2325]


Sent from my iPhone using Tapatalk
 
@SCC yani burda dediginiz gibi arabaya bakış açısıyla her şey değişiyor. Siz stres atmak için napıyorsunuz bilmiyorum ama buradaki çoğu kişinin ilgilendiği kafa dağıttığı stres attığı ana alan kendi araçları. 

Yeri geliyor boş yere gezilen o 20 km bizler için ayrı bir yer taşıyor keyif açısından. Yeri geliyor arabaya alınan 10 liralık bir malzemenin arabanın üzerinde nasıl duracağı heyecanı sarıyor. 

Aynı şekilde araba yıkamak da burada konusan herkes gibi benim için de baya rahatlatıcı bir aktivite. 1-2 saatimi ayırıp kendimi rahatlattığım, canımı sıkan durumlardan uzaklaştığım belirli bir an. 

Haliyle zamanla bu alanda da arabaya ne kadar az zarar verebilirim. Hangi ürünler var onları kullanayım, farklarını göreyim yorum yapayım paylaşayım hevesi de beraberinde geliyor. Ki bu konuda yorum yapmasam dahi yazılanları keyifle okudum. 

Araba forumları yalnızca arıza gidermeye calısan klavye ustalarının ya da hevesli arkadaşlara ürün satayım para kazanayım diyen klavye tüccarlarının yeri olmamalı. 

Yurt dışında da işin aksine bizim bulmakta çaba sarfettiğimiz çoğu başlangıç setinin 1 tık üstü malzemeler dükkanlarda satılıyor. Satılmazsa olmaz diye düşünüyorum. Youtube videolarıyla da destekliyorum. 

Not: Hollandaya gittiğimde en çok şaşırdığım şey arabaların temizliği olmuştu. Yalnız bu temizliğin ortalıkta toz çamur kum olmamasıyla alakalı olduğunu çok geçmeden anladım 😄 Burda yağmur bizim için kirlenmek demekken orada yağmur temizlik demek, yağmurda dışarı cıkan arabalar kirlenmeden kapının önüne dönüyordu. Bu da böyle bir bilgi 😄

 
Sayın @tiesay hocam sizden alıntı yaptım ama sakın üzerinize alınmayın konuyu başından beri takip ettiğim için aşağıda genel bir serzenişte bulunacağım.

Ben de arabasının ve bisikletlerinin temizliği hakkında titiz olan birisiyim.

92 model Tempra'mızı benzinliklerdeki dönen silindirli makinelerde yıkattığımı hatırlayıp kendime hem gülüyor hem kızıyorum.

Artık benzinlikte köpük, hortum ve bezle yıkıyorum diye kendimi tebrik ediyordum fakat bu da mı gol değil yani :(   Kuyu suyunun ne günahı var? Saf suyla mı yıkayacağız?

Evin önünde kendim yıkayayım dedim birkaç defa; bu sefer de çok su harcıyormuşum gibi geldi... Benzinlikte süresi belli, sıra baskısı vs derken anında yıkayıp bitiriveriyor insan :)  
Sonra kenara çekip camsille camları cam gibi yapıyorum, varsa bulduğum en ucuz lastik parlatıcıyı sürüyorum bitti gitti.

-------------

Herkes aracını sever, değer verir fakat sizleri tenzih ederim ülkemizde bu konunun abartıldığı gibi (bakınız alım satım ilanları, fiyatlar, marka modelin statü göstergesi olması) temizlik/yıkama konusunun da abartıldığını düşünüyorum.
Birçok ülkede bulundum bizdekinin yarısı kadar oto yıkamacı görmedim; ''detailing''ci hiç görmedim ya da dikkat etmedim. Millet benzinlikte ya da benzinlikteki gibi yan yana araç yıkama düzeneklerinde aracını yıkayıp geçiyor.

Yahu araba bu. Yeri geliyor yağmurda, çamurda, karda sürüyoruz. Üzerinde su kaldı, silerken bez çizdi de ne demek; ben anlayamıyorum. Arabaları kapalı garajlara koyup kitleyelim üstü açık nostalji arabaları gibi sadece güneşli günlerde sürelim o zaman... Bisiklet ve teknolojik eşya konusunda daha titiz olduğum için onlarla bir bağlantı kurup empati yapmaya çalışacağım ama yine olmuyor   :)  

Neyse, otomobil forumundayız, tabii ki bu işi hobi veya terapi gibi yapan arkadaşlar var, saygı duyuyorum. Elinize sağlık fakat bu da benim bakış açım.

İyi forumlar :)
Aslında mantıken doğru hani düşündükleriniz :) ama malesef ülkemizdeki araç fiyatlarının çalışanlarının aylık maaşlarına oranı ile yurtdışındaki bu oranın da kaç kat olduğunu çok net biliyorsunuzdur :) haliyle ülkemizde elde olanı en iyi şekilde kullanma eğilimi var otomobil sevgisinin dışında. buna ek olarak bu forum gibi birçok otomobil marka ve modelinin forumları da mevcut ve siz de üyesiniz :) sizin yaklaşımınıza bakınca altı üstü araç sonuçta burda vakit kaybetmeye ne gerek var, hemen hemen birçok ilde yetkili servis var. Bu servisler farınıza da bakıyor,rutin bakımları da yapıyor, cam düğmesi kırılınca cam düğmesini de değiştiriyor :) burada araştrıp alıp uğraşmaya ne gerek var a çıkıyor düşünce :)

ek olarak tamamen hobi meselesi ve geçirilen vakitten zevk alma durumu. hani siz misal en ucuz lastik parlatıcıyı alırsınız, ilk yağmurda çamurda mahvolur veya iyi havada bi hafta sonra silinir gider. ama kaliteli bir markanın ürünü 1 ay 2 yıkama 3 yıkama sizi idare eder,daha az yorulursunuz,daha az ürün harcarsınız :) bakın örnek vereyim, arabanın bir tarafına standart bir lastik parlatıcı sürdüm, diğer tarafa da meguiars lastik parlatıcı sürdüm. İkisi de yağmura, kara ve çamura maruz kaldı farkı ortada gibi :)

IMG_20200329_152513.jpgIMG_20200329_152523.jpg

bez konusu da böyle. 1 bez alırsınız tüm aracı kurulamaya. ayda 1 araba yıkasanız 4 senede 48 kat daha çok çok daha az yorulacaksınız (ortalama 4 sene olarak düşündüm bez ömrünü). ama dediğim gibi tercih meselesi, aracı atlet de kuruluyor twisted pile bez de kuruluyor güderi bez de kuruluyor. Yine başka bir açıdan bakarsak yağlı elleri sabun da temizliyor,pril de temizliyor,ace de temizliyor, amaca hizmet ediyor. Peki ya sonrası :) 

 
@tiesay Hocam, firma yerli superclean ancak yerli ürünleri olduğu gibi distribütörlükleri de varmış ürünün kendi sitelerinde ve ambalajı üzerinde üretim yerine dair bir bilgi yok ancak firmanın sitesinde Alman meşeili Microfaser GMBH distribütörü oldukları bilgisine yer verilmiş o sebepten Alman üretimi olabilir.

 
@mustafacagri

Bu hobi meselesinde kullanılan malzemelerin pahalısı ucuzu tamamen araç sahibinin genel  bütçesi ne bağlı

Bende her yıkamadan sonra genel sıvı cilamı püskürtüyorum araca lastiklere basıyorum parlatıcıyı...

Benim araç cilası 5 litre +5 litre su konsantresi 1,5 /2 yıl ömürlü 

Marka prowax ?? Kimse almaz tavsiye etsemde? 

Lastik parlatıcı yine prowax ? 5 litre  o da 2 yıl yaşıyor

Bunada o neymiş denir geçilir

Burada esas can alıcı nokta 

Madem business class cilalar merhemler kremler kullananlar var? 

Araçlarını max kaç yıl kullanmayı düşünüyorlar ki ? En iyi koruma için fiyatı bir miktar tuzlu hacmen küçük ürünleri tercih ediyorlar sorusu aklıma geliyor

Şu korona belasına kadar ülkede araç değiştirmek makyajlısıyla yeni kasasıyla vag ın yeni kasa diğer markalarıyla genel bir adetti ? 

Bence en iyi onaylı tecrübe ürünleri kullanan iyi yapıyor.

Çünkü en az +8 yıl daha binmek zorunda kalabilir. (Corona dünyası)

10 yıl sonra aracı parlatıp iyiki en iyisinden cilayı atıp parlatmışım deme ihtimali yüksek ? 

3 yıl daha kullanırım satarım diyene daha çok aracın yeni sahibinden çok hayır duası aldım demeye yarayacaktır. 

Evet olay hobidir

Toy yaşlarda astra g aracımı Yağmur yagarken bile evin önünde yıkardım.

Karşı balkondan olayı fix seyreden komşu ...fix sırıtıp izlerdi ! 

 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Sayın @tiesay hocam sizden alıntı yaptım ama sakın üzerinize alınmayın konuyu başından beri takip ettiğim için aşağıda genel bir serzenişte bulunacağım.

Ben de arabasının ve bisikletlerinin temizliği hakkında titiz olan birisiyim.

92 model Tempra'mızı benzinliklerdeki dönen silindirli makinelerde yıkattığımı hatırlayıp kendime hem gülüyor hem kızıyorum.

Artık benzinlikte köpük, hortum ve bezle yıkıyorum diye kendimi tebrik ediyordum fakat bu da mı gol değil yani :(   Kuyu suyunun ne günahı var? Saf suyla mı yıkayacağız?

Evin önünde kendim yıkayayım dedim birkaç defa; bu sefer de çok su harcıyormuşum gibi geldi... Benzinlikte süresi belli, sıra baskısı vs derken anında yıkayıp bitiriveriyor insan :)  
Sonra kenara çekip camsille camları cam gibi yapıyorum, varsa bulduğum en ucuz lastik parlatıcıyı sürüyorum bitti gitti.

-------------

Herkes aracını sever, değer verir fakat sizleri tenzih ederim ülkemizde bu konunun abartıldığı gibi (bakınız alım satım ilanları, fiyatlar, marka modelin statü göstergesi olması) temizlik/yıkama konusunun da abartıldığını düşünüyorum.
Birçok ülkede bulundum bizdekinin yarısı kadar oto yıkamacı görmedim; ''detailing''ci hiç görmedim ya da dikkat etmedim. Millet benzinlikte ya da benzinlikteki gibi yan yana araç yıkama düzeneklerinde aracını yıkayıp geçiyor.

Yahu araba bu. Yeri geliyor yağmurda, çamurda, karda sürüyoruz. Üzerinde su kaldı, silerken bez çizdi de ne demek; ben anlayamıyorum. Arabaları kapalı garajlara koyup kitleyelim üstü açık nostalji arabaları gibi sadece güneşli günlerde sürelim o zaman... Bisiklet ve teknolojik eşya konusunda daha titiz olduğum için onlarla bir bağlantı kurup empati yapmaya çalışacağım ama yine olmuyor   :)  

Neyse, otomobil forumundayız, tabii ki bu işi hobi veya terapi gibi yapan arkadaşlar var, saygı duyuyorum. Elinize sağlık fakat bu da benim bakış açım.

İyi forumlar :)
@SCC Hocam bilakis benim bu konudaki "acaba ben mi fazla umursamazım" şeklindeki hislerime +1 destek çıkmışsınız.

Öncelikle konudaki profesyonel arkadaşların hakkını sonuna kadar vermek lazım, araba temizlemek bir "iş" ise Detailing tam bir "zanaat" hatta "sanat"! Üstelik sonu olmayan, her zaman  daha iyisinin olduğu bir uğraş. (Geçen gün zymol marka ufacık bir wax gördüm, fiyatı 1600usd / 11000TL  :O ) 

Bu uğraşın biraz yetişme/aile ortamı ve çevre faktörlerine bağlı olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki ben çocukluğumda babamla araç yıkadığımı hiç hatırlamam, çevremde de araçlarının detailing boyutunda titizliği konusunda hassas insanlar da olmadı. Ancak elektronik, teknoloji, bilgisayar donanımları gibi konularda hep çok meraklıydım. (Sanırım bunda en bariz sebebin 35 yıl öncesinde dahi evde IBM 286dx model bilgisayarımızın olması... Annem in " Baban araba parasına bilgisayar aldı" sözlerini hatırlarım, bunda komik olan arabamız yokken babamın böyle bir atılım yapması. :)  ) 

İşin bu sosyolojik kısmını bir kenara bırakıp, konumuza dönersek:

Koronadan mütevellit 2 aydır home office modunda, düşük yoğunlukta çalışma nedeniyle forumda hayli okuyacak / yazacak vakit bulur oldum. Detailing, retrofit derken bütün konuları okur ve araştırır oldum, bir nevi kitap okumak gibi diyebilirim. Dün gece de mesala @silvershadowhocanın yazmış olduğu eski konularını okudum, resmen arşiv niteliğinde bir ansiklopedi serisi. (Sanıyorum kendisi emekli olmuş, artık vakit ayırmıyor bu konulara ama keşke tecrübelerini halen aktarmaya devam etse. )

Detailing mevzusu ise yine uykusuz bir gece okumaya başladığım ve kendimi bir anda aliexpress de ürün araken bulduğum bir konu,. Üstelik ben ki arabasını elle dahi hiç yıkamamış birisi için bambaşka bir alem. (Neyse ki bu yeni aracıma henüz fırça sürdürmedim :) ) Okudukça keyif aldım, videoları izledim derken - derken iş bu havlu konu başlığına geldi. Yine bir teknoloji saplantısı ile kendi kendime uğraş buldum "Arkadaş bu twisted pile nasıl bir teknolojiymiş, havluyu koyuyorsun 1lt su döksen emiyor!" Sonra evdeki bornozuma baktım, 2 yıl oldu alalı halen kurulanırken tek tük hav bırakıyor, üstelik marka olacak bir de... Vay be dedim, adamlar yapmış. En nihayetinde saat olmuş gecenin 4:00 ü ve ben aliexpress den 1200-1300gms havlulara bakarken buldum kendimi. 

İşin özeti maalesef hiç bir zaman buradaki arkadaşlar kadar detaycı olamadım, dedim ya benzinlikten kuyu suyu kullanmanın ötesine geçemedik. Ancak 1 haftadır havaların da ısınması sonucu kanım kaynadı sanırım, 3-5 parça araç şampuanı, kuzu postu eldiven, jant temizleyici ıvır zıvır aldım. (Bu konuda destek olan @Gökhan Bilgin kardeşim tekrar teşekkür ederim) 

Diğer bahsettiğiniz konularda da atıfta bulunmak isterim. Benim de işim gereği 30a yakın ülke gezdim, corona sağolsun 3 aydır kımıldamıyoruz o ayrı. Tabi iş amaçlı olunca bu geziler, haliyle hep güzel yerleri de görmedik. Araç bakımı (detailing, retrofit) konusunda Türkiye ile benzer yerler var hocam ancak boya takıntısı konusunda hiç böylesi bir yere denk gelmedim. Avrupa ve Amerika da aracını satmadan önce kusurlarını boyatanlara teşekkür ediyorlar. Kuzey afrika özellikle Mısır da mesela araç kaskosu diye bir olay pratikte yok. Yeni kasa bir 7.40 aracın sağlı sollu her yerinin ezik, göçük olduğunu görünce kalbim sıkılmıştı. 20 milyon nüfuslu kahire'de 5km/h hızla saatlerce araç kullanırken tepeden güneşin inmesiyle cinnet geçirirken, 7/24 kornaların da susmadığı bir trafikte yandaki aracın BAMM diye size vurması sonrası iki tarafın arabadan inip "hebele, hübele" diye bağırışıp tekrar arabalarına binip ilerlemesi çok enteresan gelmişti. İşte o gün istisnasız neden bütün arabaların sağı solu çarpık, göçük olduğunu anladım. Çünkü kimse yaptırmıyor ancak! bizim gibi değer kaybı endişesiyle değil, tam tersi yarın tekrar trafikte kaza yapacağı gerçeği nedeniyle yaptırmıyor. 

Velhasıl kelam bizde sıfır arabaya çarpan adama üstüne bir de değer kaybı davası açıyoruz, el mahkum. 

Selamlar. 

 
@Savatage 

@mustafacagri

Bu hobi meselesinde kullanılan malzemelerin pahalısı ucuzu tamamen araç sahibinin genel  bütçesi ne bağlı

Bende her yıkamadan sonra genel sıvı cilamı püskürtüyorum araca lastiklere basıyorum parlatıcıyı...

Benim araç cilası 5 litre +5 litre su konsantresi 1,5 /2 yıl ömürlü 

Marka prowax ?? Kimse almaz tavsiye etsemde? 

Lastik parlatıcı yine prowax ? 5 litre  o da 2 yıl yaşıyor

Bunada o neymiş denir geçilir

Burada esas can alıcı nokta 

Madem business class cilalar merhemler kremler kullananlar var? 

Araçlarını max kaç yıl kullanmayı düşünüyorlar ki ? En iyi koruma için fiyatı bir miktar tuzlu hacmen küçük ürünleri tercih ediyorlar sorusu aklıma geliyor

Şu korona belasına kadar ülkede araç değiştirmek makyajlısıyla yeni kasasıyla vag ın yeni kasa diğer markalarıyla genel bir adetti ? 

Bence en iyi onaylı tecrübe ürünleri kullanan iyi yapıyor.

Çünkü en az +8 yıl daha binmek zorunda kalabilir. (Corona dünyası)

10 yıl sonra aracı parlatıp iyiki en iyisinden cilayı atıp parlatmışım deme ihtimali yüksek ? 

3 yıl daha kullanırım satarım diyene daha çok aracın yeni sahibinden çok hayır duası aldım demeye yarayacaktır. 

Evet olay hobidir

Toy yaşlarda astra g aracımı Yağmur yagarken bile evin önünde yıkardım.

Karşı balkondan olayı fix seyreden komşu ...fix sırıtıp izlerdi ! 
Söylediklerinize kesinlikle katılıyorum. Hani ben de yıllardır bunu yapıyorum, zamanında da yapardım şöyle böyle diyemem :) herkesin bazı şeyleri yanlış yaptığı ve yanlış yaparak öğrendiği zamanlar vardır.  Detailing sektöründe genelde boyut-miktar sağlıklı bir ölçüt olmuyor. Örnek vermek gerekirse yukarıda fotosunu paylaştığım meguiars lastik parlatıcı. Zamanında 70 liraya) 473 ml ürün) almıştım bu ürünü. Yani mantıken düşününce yarım lt bile olmayan bir ürün tam 70 TL (hoş gerçi şu anda 120 tl :D). Bu ürünün yarısını bir abimle bölüştüm. Bana Kalan 220 ml ürün ile 2 senedir aracın lastiklerini parlatıyorum, yaklaşık 2 ay idare edecek kadar da ürün var içinde. Hani fiyat anlamında başta birim başına ne kadar da uçuk fiyata gelen bu ürünün bana maliyeti yıllık 20 tlye bile gelmemiş. Şu anda benzinliklerde falan ne kadar standart lastik parlatıcılar bilmiyorum ama 20 liradan da aşağı olduğunu sanmıyorum ve 1 şişenin de 1 sene gitmesi zor bu benzinlik ürünlerinin (sarp dışında) :) başka bir örnek olarak Koch protector Wax isimli hızlı Cila var. Yarım lt'si 70 lira civarı :) hani birim başı fiyatı yine uçuk fiyat. Ama bu ürün ortalama 1:100 oranında sulandırılıyor ve yarım litre ürün oluyor size tam 50 litre ürün :) 50 litre ürünün maliyeti 70 lira, litresi 1.5 TL bile değil :) yani bu fiyata bimde şu silikonlu camsili satmıyorlar mesela ama siz Koch markasının hızlı Cilasını kullanıyorsunuz :)  bir örnek daha mesela flowey S3 isimli cam temizleyici ürün var. Hani standart camsile göre kireç lekesini falan temizliyor ve bezle sildikten sonra geride iz kalmıyor alkol bazlı olduğu için. Bunun da 1 lt fiyatı 55 lira civarı, cam temizleyici ürün ya en nihayetinde ve litresi tam 55 TL :) ama bunda da 1:10 sulandırma oranı var ve aslında 55 liraya 10 litre alkol bazlı profesyonel bir ürün alıyorsunuz :) hani kağıt üstünde ve uygulamada ürün fiyatları çok değişmiş oluyor. Sulandırılan ürünler genel anlamda bu şekilde, jel lastik parlatıcılar da bereketli ve uzun ömürlü genelde (sonax ve Meguiars özellikle bu işte çok iyi). Ama bu kadar bereketli olmayan olamayan ürünler de var kil gibi demirtozu çözücü ürün gibi,kurulama bezi gibi, iç mekanda trim koruyucu gibi. Elimde çeşitli markalardan ürünler var ama hiçbiri yarım lt den fazla değil, ama sulanınca 10 15 20 lt ürün yapıyor o ufacık ürünler mesela :).  Hani diyeceğim o ki alırken ürünün performansını ömrünü ve sulandırma oranını inceleyip fiyatını da ona oranlayarak almak inanılması güç derecede ekonomik hale getiriyor :) hani bu mesajın başında meguiars lastik parlatıcı şoka gelen lastik parlatıcılardan daha ucuza geliyor desem yok daha neler derdiniz belki. Ama yaşadığım, tecrübe ettiğim şeyler bu yönde :)

Ama tekrar söylüyorum, bu iş hobi işi,zevk işi, keyfi iş :) yoksa ben arabamın boyasına bakım yapayım, koruyayım diyip de zorunlu olarak zevk almadan para verip ne alınacak ürünler  ne de harcanacak emekler bunlar  :)

 
Merhaba

Bende Wizard of Gloss kullanıyorum 1 yıla yakın olmuştur sanıyorum. Arabayı kurulama işini başka bir seviyeye taşıyor kesinlikle, aracını kendi yıkayanlar için alınması şart bir ürün (bu seviyedeki ürünlerden her hangi biri en azından) 1 kere geçilmesi yeterli geliyor havlu zaten büyük düz atıp çarşaf gibi çekiyorsunuz cam gibi kalıyor geçtiği yerler 1 dakika içinde bütün araba kurulanmış oluyor. Kapı altları ve tamponlarda kullanmıyorum ama kirlenmesin diye.

Araç yıkamaktan mutlu olanlar için bu yada bunun ayarında 1 ürün almak lazım (aynı boyuttaki 2 havlu bu havlunun yaptığı işi yapamıyordu, tecrübe ile sabit)

Kullanmamış arkadaşlar aradaki farkı ve kolaylığı anlayamazlar. Diğer havlularla olmuyor mu, oluyor tabi (Şahin de Toros'ta kullanabiliriz, neden Golf alıyoruz meselesi biraz)
Aynen hocam, bende aynı havludan kullanıyorum. Cidden epey kolaylık sağlıyor. Kapı alt gibi yerlere eski kurulama havlumu kullanıyorum. Sizde  Wizard of Gloss'u kurumaya bırakırken gölge yerde kendi kendine mi kurumasını sağlıyorsunuz?

 

@alicankaradag Hocam bende pembe perwoll var. O da iş görür mü kurutma havlusunu yıkarken?

 

Geri
Üst Alt