gerçekten, bazen düşünüyorum bunun sahneye konan bir oyun olduğunu ama hemen atıyorum bu düşünceyi aklımdan, bu da giderse korkuyorum zevkimiz kaybolup gidecek, herşeye rağmen sanki yalan dolan yokmuş gibi heyecan duyup seyrediyorum bir sonraki hafta, daha ne kadar içimdeki sesi susturacağım bilmiyorum...
o sabahları 7'de kuyruğa girip öğlen 2'de maçın başlamasıyla kendimizi kaybettiğimiz, kadıköyü sarı-laciverte boyadığımız günler geliyor aklıma, yanımızdan galatasaraylılar geçerken laf bile atmadığımız, mahalleden galatasaraylı arkadaşlarımızla beraber maça gittiğimiz, onlar avrupada tur atlarken fenerbahçe bayrağıyla çıkıp onların sevincine katıldığımız zamanlar... o günlerin hatrına seyrediyorum hala, hala alper'den rıdvan, diego'dan oğuz, fernandao'dan aykut gibi olmasını bekliyorum... godot'yu bekler gibi...