İş hayatınız nasıl?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan momentS7
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Ben de acil tıp uzmanı 6-7 yıllık bir hekimim
Şükürler olsun maddi olarak kimseye muhtaç değilim ama insanlarla çalışmak artık çok mide bulandırıyor
7/24 insanlarla muhatap olan birisi olarak en net gozlemim şu
İnsanların asla birbirine saygısı kalmamış
Ve hiçbir şeyden memnun olmuyorlar sadece kendi ihtiyaçları önemli dünyanın gerisinin ne halde olduğu umurlarında değil
Küçük bir örnekle lafı uzatmayayim kırmızı alanda genç bir hastaya hayati müdahale yapıyoruz ve bazı vatandaşlar bogaz agrisi oksuruk gibi sikayetlerle biz neden bekliyoruz gibisinden sorular soruyorlar içeride hayati tehlikesi olan bir hasta var ona müdahale yapılıyor dendiginde de benim sorunum değil bu gibi cevaplarla maalesef sıkça karşılaşmaya basladik
Ahlaki ve etik değerler açısından çok ciddi bir erozyon var bu heryerde kendini gösteriyor
Esnafla muhabbet ediyorum o da memnun değil kimse memnun değil
Rizkimizin peşinde evlatlarimiza daha güzel bir gelecek için mecburen calisiyoruz çalışırken mutlu olmayı 2. Plana atmak zorunda kaldık maalesef
 

Ben de acil tıp uzmanı 6-7 yıllık bir hekimim
Şükürler olsun maddi olarak kimseye muhtaç değilim ama insanlarla çalışmak artık çok mide bulandırıyor
7/24 insanlarla muhatap olan birisi olarak en net gozlemim şu
İnsanların asla birbirine saygısı kalmamış
Ve hiçbir şeyden memnun olmuyorlar sadece kendi ihtiyaçları önemli dünyanın gerisinin ne halde olduğu umurlarında değil
Küçük bir örnekle lafı uzatmayayim kırmızı alanda genç bir hastaya hayati müdahale yapıyoruz ve bazı vatandaşlar bogaz agrisi oksuruk gibi sikayetlerle biz neden bekliyoruz gibisinden sorular soruyorlar içeride hayati tehlikesi olan bir hasta var ona müdahale yapılıyor dendiginde de benim sorunum değil bu gibi cevaplarla maalesef sıkça karşılaşmaya basladik
Ahlaki ve etik değerler açısından çok ciddi bir erozyon var bu heryerde kendini gösteriyor
Esnafla muhabbet ediyorum o da memnun değil kimse memnun değil
Rizkimizin peşinde evlatlarimiza daha güzel bir gelecek için mecburen calisiyoruz çalışırken mutlu olmayı 2. Plana atmak zorunda kaldık maalesef
Dediğiniz kırmızı alan muhabbetindeki bencil hasta gibi insanların yüzünü taş gibi asfaltta sürtüp kafalarını birbirine vurasım geliyor.

İnsanlarla en iç içe olan meslektir herhalde doktor. Bazen güler yüzlü doktorlara denk geliyorum günün sonunda bile size gülüyor bu adamlar bunu nasıl yapıyor merak ediyorum o kadar insanlarla özellikle yaşlılar ile ugraşsam kafayı yerim. Dışardan kolay görünen çok zor bı meslek. Tabi ne kolay ki????
 
Bende belediyede işçiyim. O kadar çok cahille beraber çalışıyorum ki. Motivasyon sıfır. Hepsinden nefret ediyorum 🤗 ama iyi sayılacak bir maaş ve çalışma saatleri çok iyi. Mecbur yaşamak hayatı devam ettirmek için çalışmak zorundayız
 
Bu konudan anladığımız kimse işini sevmiyor. Bı kişi çıkıp da işimi seviyorum demedi.

Ben de bu durumda bı soru işareti oluştu:

Çocukken / gençken yapmak istediği işi şuan yapıp da mutlu olan / olmayan var mı? Yoksa mecbur kaldığımız için mi sevmiyoruz?
 
Ağacım uzun lafın kısası " El işinde çalışıp mutlu olunmazmış" bunu anladık gelen tüm yorumlardan.
 
Konu temelde günlerce konuşulacak bir konu ancak benim görüşüm mutsuzluğun en büyük nedenlerinden birincisi içinde bulunduğumuz yaşam şekli insanın yaratılışına zıt.

Dolayısıyla içimizdeki bu huzursuzluğu ör bas etmek için ruhumuzu farklı şeyler ve şekillerde doyurmaya çalışıyoruz. Ancak taşıma suyuyla değirmen dönmediği gibi bazı anlar da kayışlar gevşiyor ve sendelemeye başlıyoruz.

Günümüzde işçi olsun, memur olsun, yönetici olsun hatta çoğu zaman patron bile olsanız hayat bir saat gibi, robot gibi kurulmuş şekilde geçiyor. Bu bizim doğamıza aykırı.

Ömrümüzün neredeyse %70'i bize ait değil. Kendimize ve sevdiklerinize neredeyse vakit yok.

Hayatta kalmak için çalışmamız gereken yerde. Çalışmak için hayatta kalıyoruz. Üstelik buna kendimizi mecbur hissediyoruz.

Bizleri aç gözlü yaptılar
Bizleri ahlaksız yaptılar
Bizleri ruhsuz yaptılar
Bizlere baskı yaptılar
Bizlere tasma taktılar

Son durumda hepimiz köleleştik. Güzel bir yerde oturmak için kredi çektik ve ömrümüzün 15-20yılını kiraya verdik. Güzel bir araba almak için kredi çektik ve ömrümüzün 15-20 yılını kiraya verdik. Güzel bir telefon almak için daha bir gayretli çalıştık. Güzel yiyip, giyinmek bize daha iyi köleler olmak için azim verdi. Üstelik bu sahip olduğumuz şeyler bizimmiş gibi, bize hizmet ediyormuş gibi görünse de aslında asıl amaç olarak bize bile hizmet etmiyorlar.

Ev kapitalizme hizmet ediyor.
Araba kapitalizme hizmet ediyor.
Telefon kapitalizme hizmet ediyor. vs. vs.

Sonuç olarak kimse planladığı/istediği hayatı yaşamıyor. Zengini fakiri farketmeksizin bizim için planlanan hayatı yaşıyoruz.


Ayrıca doğadan ayrıldık. İnsan ruhunu besleyen en büyük şeylerden birisi. Öyle akşamları arabamızla gidip park/orman yürüşü yapmaktan, hafta sonları küçük kaçamaklar yapmaktan bahsetmiyorum. Bildiğiniz tam anlamıyla doğa ile iç içe olmaktan bahsediyorum. Bir kaç ağaç, ot görmek için, güzel kuşların, hayvanların sesini duymak için bir çoğumuz evinizden çıkıp araçla dakikalarca yol gitmemiz gerekiyor. Bazılarımız günlerce haftalarca toprak görmüyor, ağaç görmüyor, su görmüyor.


Yılda 2 haftamı köye ayırıyorum, ihtiyarlarımızın yanına gidip onlarla yaşıyorum ve o iki hafta yılın geri kalanından çok daha değerli oluyor benim için. İnsan temeline döndükçe içini huzur ve sakinlik kaplıyor. Akşam erken yatıyorsun, sabah saate gerek yok otomatik erken kalkıyorsun. Güneş yükselmeden gidip bağdaki, tarladaki işleri hallediyorsun. Gün içinde kolu komşuyla vakit geçiriyorsun, ailecek vakit geçiriyorsun, kendine vakit ayırıyorsun, ruhunu, bedenini dinlendiriyorsun. İneklerini tavuklarını besliyor vakit geçiriyorsun onlarla.Akşam üstü güneş alçaldığında kalan işleri halletmek için geri bağına bostanına gidiyorsun.

Bakıyorsun, sen herşeye sahip olduğunu düşünürken aslında o insanlar herşeye sahip. 15-20 yıl öncesi kadar iyi olmasa da herşey. Hem ruhsal hem fiziksel olarak iyiler. Huzur var içlerinde, rahatlık var, mutlular insanlar.


Ancak şimdi köy hayatına geçmek bir lüks. En büyük sorunsa şehir hayatındaki tasmayı kopartmak. İş, banka, devlet, o, bu derken bir sürü engel. Bunları başarsan bu sefer toprak alamıyorsun, alsan kafana göre kullanamıyorsun, her toprağa ev yapamıyorsun, yapsan istediğin gibi olmuyor. Havan beslesen yok veterineri, yok kayıtı, yok vergisi yok bilmemnesi. Kapitalizm sürekli bir yerlerden seni tutmaya çalışıyor.
 

Geri
Üst