Neden Golf 7 ? Golf 7'nin diğer Marka ve Modellere Karşılaştırmaları


Seastar76 dedi:
Murat Hocam, selamlar.

hayırlı olsun yeni forumuMuz.

yukarıda ki mesaja katılıyorum.

saygılar, takipteyiz
5dmApL.jpg


Kesinlikle forum ruhu tam da sizin vurguladığınız kısmı...

Biz....

Ana konuda 1 yıl boyunca verdiğim bütün o emeklerin boşuna gittiğini düşünür hüzünlenirdim gizliden gizliye.

Malumunuz "aracını alan ya hemen ya da bir kaç hafta sonra ardına bakmadan çeker gider"

Giden herkes kazandığı ve kendisinde mevcut olan birikime ekleyerek benzersiz bir ortak akıl ürünü ortaya koyar.

Fakat bu ortada kalmaz uzun uzadıya.

Giderken bu eşsiz bilgi ve birikimi de alıp gider..

Burada gittikçe büyüyeceğini umuyorum paylaşım ruhunun.

Hem bunca yapılan emeğe karşın haksızlığa uğradığım fikrini benimle birlikte savunan dostlarım olduğunu gördüm gölgelerden gün ışığına çıkıp gelen...

Hayat bir yolculuk...

Yaşam bir yol.

Bu yolculuğu çekilir kılan sizin karşılık beklemeksizin gösterdiğiniz destek ve dostluk.

bu yolda yolculuğu keyifli, yolu güzel kılmaya yetti bu yoldaki arkadaşlığınız..

Her şey için  müteşekkirim.

Unutmadan;

Yeri gelmişken yazdıktan 2 veya 3 dakika sonra yazısı kaldırılan "o3" nickli  Ozan Hocamın satırları gerçekten şiir tadında ama zehir zemberekti... On saniye sonra 4 gün ceza kesildi Admin'e başkaldırısı ve adalet isteğine.

 
Moderatör tarafında düzenlendi:

cenko32 dedi:
Yusuf Hocam sağolsun, özelden yazdı.

Eh tabi bu durumda rahatça DH defterini kapatıp buraya geldim.

Karşılıklı saygı ve sevgi olmadan hiçbir şey yürümez o yüzden buradayım.

Elimden geldiğince destek vermeye her zaman hazırım.
Buraya gelmiş olmanız en büyük destek..

Varlığıyla onurlandırılan bir sanal mekandır ama dahası gönül dolusu dostluklara mekan olacaktır dilerim burası..

 
Orijinalden alıntı:  AvsiyaSağolun hocam. Zaten bundan önceki 2 aracım uno ve symbol'dü. Evlendik ev aldık falan derken 6 yıldır aracım yoktu. Sizce bu iki araçtan sonra golfe binince kültür şoku gibi araç şoku yaşarmıyım.
Ben yıllarca pek çok marka ve model aracı mecburen kullanmak zorunda kaldığımı fark edenlerdenim...

Ama bu MK7 yok muuuu? tam bir keyif makinesi...

Dolayısıyla kültür şokundan ziyade... Daha öncekilere araç dersek buna ne deriz bilmem ama neredeyse araç kullanmaya daha ilk kez başlayacağınızdan dolayı acemilik çekeceğinizi...

Asist öksürük şurubunu fazla kaçırmış biri gibi sağa sola tıpkı anlamsız ve yok yere gülücükler atacağınızı..

Vites ve debriyaj öylesine farklı ki normalde eziyet olan dur kal trafikte dahi sinirlenmek bir yana yorulmadan gideceğiniz yere varacağınızı.

Aracınıza binmek için bahane yaratacağınızdan ailenize "hadi bir yerlere gidelim" diye durmadan gezmeye götüreceğinizi ve onları da mutlu edeceğinizi.

"Yahu öteki arabayla olsam şimdi bunun iki katını yakmış olurdum." diyerek iki katı daha kullanacağınızı

Hem bu kadar az yakıyor hem de bu kadar konforlu diyerek kendinizi inandırmak için sürekli tekrar gerektiğini...

Her kullandığınızda ve kullanmayıp uzaktan izlediğinizde  "iyi bir tercih yapmışım" diye kendinizi övgüye boğacağınızı

yaşayarak öğreneceksiniz Hocam, dilerim.  =)

 
Önyargıları kırmak atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur diyenleri haklı çıkaran bir örnekle karşı karşıyayız.

1.2 deyince daha cümle bitmeden yapıştırılır ....

" Çekmez o..."

'Golf', deyince hemen ardından ....

"Benzinli arabaya verilir mi o kadar para?"

ya da

"o kadar para verecek olsam ikinci el BMW'ye binerim." sözlerini işitmeye hazır olun

Herkes bilir kişi herkesin herşeyle ilgili fikri var.

Toyota, Citroen, Alfa Romeo, Honda, Renault, Kia, Peugeot, Opel, Seat ya da Hyundai tüm bu markaları tanıyorum ve C segmentindeki araçların hepsinin testine çıktım

Herkesin bir arabadan beklentileri farklı;

beklentileri benzer olsa bile kendisine göre karar vereceği öncelikleri farklı

öncelikleriniz aynı olsa bile öncelik sıralamanız farklı,

Öncelik sıralamanız aynı olsa bile sıralamadaki kavramların anlamları/içerikleri farklı

Aynı kavramlar olsa bile Renault'un güvenlik en alt donanım paketinde olanla Golf'tekileri karşılaştırınca fark ortaya çıkıyor.

Herkeslerin boşline dedikleri Midline Plus'u Renault'un en donanımlı ve güçlü aracına tercih ederim.

Aracı ayrı donanımını ayrı satmak yeni bir pazarlama hilesi; ancak donanıma göre araç değil araca göre donanım düşünmek daha doğru değil mi?

Nihayetinde aldığınız donanım değil arabadır. Donanımı için araba almak ise rengini beğenip araba almakla aynı şeydir. Sonuçta donanımı taşıyan ve ana karakteristiği oluşturan arabanın kendisidir.

Bana kalırsa Vw Golf'te Comfortline donanım paketine sahip aracın özellikleri ihtiyaçları karşılamada ve göz doyurmada gayet yeterli.

Fakat aldığım iki opsiyonel  donanım bana yetti arttı bile. Bi-Xenonları bir kez kullandıktan sonra geceleri gözlerimiz yorulması nedir unuttum.

Tek yazıklandığım ve olmasını arzuladığım renkli arka camlar ile katlanabilir aynalar...

Peki ya en çok satan ve fiyatına göre en çok donanımı sunan Linea varken Golf'e para vermek niye?

Tüm donanımlarının toplamı bedavaya verseler de

100 km hızda giderken frene sonuna kadar basmak zorunda kaldığınızda bu donanımlar işe yaramayacaktır;

Linea fren mesafesi 42 metre

Golfün 33.6

Bu 8,4 metre önemli değil diyorsanız ya da olur o kadar diyorsanız araya iki araç girecek kadar ve birden fazla hayat girecek kadar mesafe olduğunu hatırlatmama izin verin.

Siz frene abanıp durması için dualar ederken ve hayatınız gözünüzün önünden kısa metraj film tadında geçerken

dilerim 7" lik multimedya, anahtarsız çalıştırma ve bilumum donanımlar uğruna  vazgeçtiğiniz Golf'ün sürücüsünün donanımsız Golfünde yaşamını sefil de olsa sürdüremeye devam edeceği kısmını atlamazsınız.

(Fren mesafeleri şuradaki test verilerine göredir)

 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Orijinalden alıntı:  EqurisArkadaşlar Golf'un bu kadar tutulmasının sebebi nedir?
Değerli Hocam;

Anlatılmaz yaşanır diye bir tabir vardır ya...

Bu hem anlatılır hem de yaşanılasıdır.

Fiyatıyla muadilleri arasında konfor, işçilik kalitesi, iç mekan ferahlığı ve kalitesi ile güvenlik standartları ve sürüş keyfi bakımından dengi yoktur.

Kullandığınız sürece yakıtı sizi üzmez,

durmadan servise gitmenizi gerektirecek sizi kahredecek büyük dertleri yoktur.

İkinci elde değerini koruyuşu da yanınıza kar kalır.

Test yetmez.

1 gün kiralayın gezin sonra bunu tekrar konuşalım.

İlk defa bu kadar kısa yazdım.[sm=o_o.gif]

Demek kiiii insan isterse yapabiliyormuş[sm=tabe.gif]

 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Orijinalden alıntı:  TheCaliph_İmzalarındaki araçlara bakınca neden laf attıkları ortada değil mi sence de ?

Adam akıllı 1 tane mantıklı neden göstermiyorlar .Her şey donanım değilmiş sanki Golf de Bentley konforu var sanki Ferrari  performansı var.

Şehir içi fabrika verilerine bakarsak benim arabam da 7.5 litre gösteriyor giriyorum 25 km altındaki trafiğe oluyor 9 litre .

Ha arkadaş almış hayırlı uğurlu olsun ama konu açıp siz yorum yapmayın sadece hayırlı olsun deyin deseydi onu yazar çıkardım . Konu açılmış  , kendi görüşümü dile getiridim yani herkes Leon alacak diye bir şey yok ama en mantıklısı da Golf değil bu kadar basit olay.
Değerli Hocam;

Baba parasıyla almadıysanız;

Bir miras, piyango vb. nedenlerle havadan para gelmediyse;

Kolay para kazanmıyorsanız;

Çok fazla düşünmeye gerek yok; sadece beğendiğiniz bir şeyi alıp gidersiniz.

Gıpta ediyorum ben bu kişilere, rahat ve sade yaşamlarına bakarak. Ben bu şanslı kişilerden değilim.

Bunların aksine;

Gece gündüz çalışıp dişimizden tırnağımızdan arttırarak yaptığınız birikiminizi harcayacaksanız;

Hatta yıllarca kredi taksidi ödeyeceğinizi göz önünde bulundursanız kolayca harcama yapmak mümkün olmayacaktır.

Hata yapmamak adına ve geri dönüşü olmadığından fazlaca ve çok yönlü düşünmek zorundadır ben ve benim gibileri.

Kısacası değerli hocam mantık duygusal kararlar vermemize hep engel olur.

Bu yüzden kırmızı renkten hoşlanıyorsak bile ikinci el otomobil alımında rağbet gören bir renk olmadığını veya dikkat çektiği için park ettiğiniz ilk sokakta boydan boya anahtarla çizilenlerin varlığı onu almanıza engel olacaktır.

Seat Leon'un tasarımına hayran olsam da ikinci eldeki değer kaybı benim ona sahip olmamı engelleyecektir.

Siz hariç, başta kendim bir çok Golf delisi tanırım ama  sade modelinin değeri dahi bir çok yüz bin dolardan başlayan Maserati, Bentley ve Ferrari'yi Golf ile kıyaslayacak kadar aklı başında olmayanını tanımadım.

Ben gücümün yettiği ve gücüm yetenler arasında ödediğim ile aldığım karşılık bakımından en iyisini aldım diyebilirim. Fakat şanslı olduğum Nokta da tam burası.  Kolay bir hayatım olmadı ama olmasını da istemezdim bu zorlukların arasında böylesine gönlümce bir şeye, hayatımı lunapark eğlencesine benzer bir hale getiren fakat aynı zamanda zaman geçtikçe mantıklı bir tercih yaptığımı gördüğüm için...

Sahip olduğum 1.2 TSI için şehirler arası fabrika tüketim verileri 100 km’de  4.6 litredir. Benim ulaştığım veriler ekteki fotoğrafta sunulmuştur.

Son olarak araba almak mantık işidir . Sizin tercihinizi merak etmedim desem yalan olur sizin gibi bir ete kemiğe bürünmüş mantık için.

g58XMO.jpg


 
Orijinalden alıntı:  burakkucukCihaz çok güzel görünüyor ama dediğiniz fiyattan sonra almaktan vazgeçerdim ben. daha yeni golf highline ve bmw 3.20 arasında kalıp bmw aldım, ama aklm hala golf de. nedense dsg bana şuana kadar üretilen en akıllı otomatik gibi geliyor(nekadar çok problem çıkarma potansiyeli olsa da..). 

Demekki vw nin de ful olarak sattığı araç gerçekte ful değil.
Değeli Hocam;

Aldığınız 320 F30 kasa ise çok güzel bir tercih olmuş.

Değilse ve  E90 bile olsa arada segment farkı var... Siz bir üst segmentte bir araç almışsınız Hayırlısı olsun..

Elbette herkesin kendine göre bir üst limiti ve bütçesi var. Bu iki araç arasında kalınmaz bana kalırsa, çünkü 320 her türlü ve her koşulda üstün... Zaten üstün olmasa (her ikisinde de opsiyonsuz en dolu paketler seçilmiş olsa fazladan verdiğiniz 80-90 bin lirayı açıklamak mümkün olmazdı ve açıklanamadığı yerde mantıksız bir tercih olacağından, alıcılarına saygısızlık olurdu. Çok iyi tanımayıp ara sıra merak ettiğimden baktığım için BMW'de de %100 sorunsuz denemez. Direksiyon titremesi,  deli dumrul misali keyfî bakım yapan servisler, 130k verdiğiniz bir araçta saklama gözleri (örneğin gözlük için) olmayıp opsiyonel olarak eklenip ödeme yapılması gibi sıkıntılarının olup olmadığını bilebilirsiniz.

Sonuçta BMW BMW'dir ve bu eksikleri olsa da bu aracı tercih eden biri için risk öngörülüyor diye BMW almaktan kimseler vazgeçmediğine göre DSG'li Golf alanlarda da bu risk var diye DSG keyfinden vazgeçilmeyecek kadar keyifli kullanıma sahip bir şanzımandır. Sorunlu görünmesi Türkiye'de sattığı araç sayısına oranlandığında kendi segmentinde pek çok firmanın otomatik ve yarı otomatik şanzıman kadar  ve belki de daha azdır. Fakat bu BMW'nin sanat eseri ZF8 şanzımanı karşısında ne ağırlıkları ne teknolojileri ne maliyetleri karşılaştırılmaya kalkılması baştan sona haksızlık olacak, kaplumbağa ile tavşanın yarışı misali. Bana kalırsa 6 ileri DSG'den vazgeçilmemeliydi. Her anlamda kendisini ispatlamış bir şanzımandan yepyeni bir maceraya atıldı Volkswagen. Ancak maliyet ve ağırlık azaltma girişmlerine yanıt vermeyen 6 ileri DSG halen yüksek torka sahip güç ünitelerinde kullanılmaya devam ediyor.

Gerçek full araç sadece passat'ın Exclusive paketlerinde var. Araçta neredeyse yok yok... Ama nerdeyse...

Yıllarca bize kuş serisi tofaş araçları ev fiyatına ve ateş pahasına manuel sattılar. Hiç otomatik ya da yarı otomatik tofaş oldu mu? veya opsiyon ekleme şansı var mıydı? Türk zekası diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi aracını kendine özgüleştirmek için "oto aksesuar"cıları icad etti ve/veya keşfetti. Daha arabasını alır almaz önce aksesuarcıya gidip jant taktırırdık, lastiklerini geniş taban yaptırırdık, arkasındaki şapkalık tabir edilen kısma el örgüsü dilim karpuz ve kafası sallanan köpekle kendimizi avuttuk.

Tıpkı Almanların kimilerinde "üst hız limiti olamayan" "Autobahn" larına benzer biçimde gelirleri olan Almanların doyumsuz taleplerine karşılık verecek opsiyon sistemi böyle kurulmasını da sağladılar. Ne mi oldu?

........'den başlayan fiyatlarla"

ibaresi hayatımızın bir parçası ve kendisini aşmamız gereken bir limit oldu.  Ancak Almanların gelir seviyelerine sahip olmayıp ürettiği araçlara binerken onlara göre bizim limitlerimiz daha belirgin ve halen ikinci el sisteminde paket halinde olmayan opsiyonlar para ödenmeyerek cezalandırılıyor .  Adaptif şasi:DCC; Adaptif hız sınırlayıcı ACC gibi teknoloji harikası oyuncaklarla daha da çekilir kılınıyor uzun yollar ve sıkıcı olmaktan çıkıp zevki hale geliyor araç kullanmak.

Alper Hocam bahsini ettiğimiz her iki araca da sahip ve benimkine benzer teorik karşılaştırmalardan ziyade kendisi en gerçekçi yorumlarını arzu ederse paylaşacaktır. 

Saygılarımla

b5DkZn.jpg


YBkqpD.jpg


 
Golf Üretilmiş en iyi arabadır diyenlere

Kaza testleri saatte 60 km hızla yapılıyor sadece...

ve sadece önden, yandan ve arkadan çarpma simüle edilir

Bundan 4 yıl önce İzmir'de ilk ehliyetini alan bir kız yanına 2 kız arkadaşını alarak bunu kutlamaya gitmişlerdi.

Konak Pierre önünde benim de ilk ehliyetimi aldığımda boyumun ölçüsünü aldığım bir viraj var orada..

Önünde trafik ışıkları olduğundan standart bir araçla istediğin kadar zorla saatte 80 km hız çıkamazsınız...

Araç kontrolden çıkmış ve kayarak yanlamasına bir elektrik direğine çarpmış. 3 kız arkadaş oracıkta hayatlarını kaybetmişler...

Burada en kral araba siz volvo deyin ben masrati diyeyim..

Yandan çarpmalara karşı tamamen savunmasızız.. Çünkü satte 60 km.lik hızdan sonra yandan çarpma halinde boynumuz kürdan gibi kırılıveriyor...

Kısacası kaza senaryoları sonsuz ve olasılıklar sayısız...

Ama 120 ve üzerindeki hızlarda araç bizi korusa da burnumuz dahi kanamadan araçtan çıksak da eğer yavaşlama bir set benzeri şeye çarparak ani şekilde gerçekleşmişse iç organlarımız yerlerinden kopuyorlar... ve iç kanama denen şey nedeniyle hayatta kalınması mucizelere bağlı..

Dolayısıyla bana göre belli bir hızın üzerinde kazaya karışmamaya gayret etmeli... Eh olursa da aracımıza güvenmeli...

Forumda her zaman söylenir ama atlamış olabilirsiniz... Dört teker ve teneke eninde sonunda diye.... İnsani duygular ve değerler karşısındaki pozisyonu daha fazla olamaz..

Sizin serzenişiniz de sanırım bu yönde...

Olduğunu söyleyenler ve onu sizin de dediğiniz gibi aslında hak etmedikleri yere koyanlar fanatiklerdir...

Onların değer sıralamasında bir karışıklık olduğu kesin ve fanatizm yaşamın her alanında var...

Benim sahip olduğum en güzeli veya iyisi diyerek mala tamah edenler, onun kölesi de olurlar elbet...

Malın ve mülkün yalan ve bizim de değil üç yüz yıl, değil yüz yıl, değil on yıl, değil bir yıl, değil bir ay, değil bir hafta, değil bir gün, değil bir saat sonra dahi hatırlanmayacak değerde sözleri edenlerin oyalanmasıdır... Hakiki olandan uzaklaşmak için bahaneleridir.

Söz gelimi siz belli ki fanatik bilmem ki ne klüp veya sporlu'sunuz...

Bu takım konusunda bir dost meclisinde ileri geri konuşan birine haddini bildirmeniz gerekti... Bildirir misiniz?

ama iş had bildirmeyi de aştı diyelim... bu kişiyle tartışır mısınız?

Tartışma ileri boyutlara gitti kavgaya dönüştü... bu kişiyle kavga eder misiniz?

Kavga kavgadır... nereye varacağı bilinmez, çoğunda olmaz ama öyle ki kavga hayati bir hal aldı... Kast eder misiniz hayatına?

İşte bu sorulara vereceğiniz yanıtlar sizin fanatizminizin seviyelerini ölçeklendirebilir..

Ama benim yanıtım uğruna ölünecek veya öldürülecek pek az şeyin olduğu bu hayatta...

sahibi olduğunuz araba, tuttuğunuz futbol takımı, doğduğunuz il ve benzeri sonun izm'lerle biten tüm her şey tehlikeli alışkanlıklardır.

Burada sanırım daha çok bilgi ve tecrübemizi konuşturuyoruz aslında... Bu nedenle Ego'lar sık sık devreye giriyor..Tatsız tartışmalar yaşanabiliyor.

Söyleyecek sözü ve ifade edecek özgüveni olanlar bunu bir de uygun bir üslupla ifade ediyorsa forum zenginleşir..

Bence geri durmayıp katılın bir iki fikrinizi ifade edin...

Fikrinizi beğenmeyenler elbette çıkacaktır ama bu sorun değil...

Ancak değerliliğini tartışamaz.. Çünkü doğru ya da yanlış bitin fikirler değerlidir.

Sizin okuyuculara bir bakış açısı katmış olmanız yeter de artar..

Şimdi bu forumda da sizin de bildiğiniz gibi fanatikler mevcut...

Ne bu kişileri karşınıza almaya değer ne de en doğru fikre bunların sahip olduklarını sanmaları o fikirleri değerli yapar...

Uygun koşullarda ve uygun hızla çarpan bir araçta araç gereğini yapar... ve yapmıyorsa onu alırken ikinci planda tutanların sorunu...

Volvo dünyada güvenlik konusunda tartışmasız kendi kulvarını ve sınıfını yaratan bir lider...

*Bugün dünya standardı haline gelmiş ama ilk kez Volvo'nun sahip olduğu İlk üç noktadan sabitlenen emniyet kemeri

*İlk yaya ile çarpışma halinde açılan airbag.

*"tam otomatik frenli Yaya ve Bisikletli Algılaması"

Aklıma ilk gelenler ve güvenli otomobil dediğinizde çizdiği imaj bakımından Volvo belkide ilk sırada...

Fakat çooook pahalı...

Bizdeki en alttaki fiyata sahip Golf 1.2 manuel Midline Plus ile Volvo V40 T4'ün 83.470 TL'lik fiyatı arasında neredeyse 30 bin lira fark var.

Sanırım herkesin bir araçtan beklentisi ve beğeni algısı farklı... Siz Focus'u, bir diğeri İ30'u övülebilir bulur...

Bizim iddiamız ödediğimiz fiyata karşılık aldığımız güvenlik önlemleri standardı en yüksek ve sürüşü en keyifli araç olmasından öte değil...

Siz 1974 model Beetle'dan haz alırsınız ve hiç kaza yapmamışsınızdır ve başınıza da hiç gelmeyeceğini düşünüyorsanız tartışılacak bir şey kalmamıştır. Kendi doğrularınızla yaşar ve bu doğruları yalnızca ve yalnızca ilk ciddi kazaya kadar da bu doğruları yaşatır, ilk ciddi kazaya kadar sürecek olduğu için hayatı...

Aslında güvenlik önlemi kavramının henüz otomotiv sektöründe yerleşmeyip, araçların sahip olduğu renklere göre satın alındığı dönemlere aittir zaten , bu yüzden de çok fazla şey beklememeli.

Fakat Golf'ün standart olarak tüm donanım paketi ayrımı yapmaksızın sunduğu seviye o kadar yüksek ki kendi fiyat ve segmentinde karşılaştırılacağı bir rakip dahi yok.

 
Murat hocam ne güzel şeyler. Hepsi bir konuda. Elinize sağlık

 
yusuf dedi:
Murat hocam ne güzel şeyler. Hepsi bir konuda. Elinize sağlık
Değerli Yusuf Hoca;

Teşekkür ederim.

Sanırım 3 gece nöbetimi konuları oluşturmak, mevcut mesajları aktarmak için harcadım..

Daha yolum uzun...

 
Golf'ün diğerleriyle arasındaki farkları, Golf'ü niye almalıyım, neden almadım  ve diğerleri ;

2013 senesinde Hdi motorlu az yakan bir arabam vardı. Trim sesine ve alt takımda yaşadığım bazı olumsuzluklar ve birkaç başka nedenden dolayı birkaç bin TL kayıpla aracımı sattım...

Malum 2. el sitelerinden ve adı batsın bir forum sitesinden 1.8 civic hb bakıyordum.

Aklımın bir ucunda her zaman VW vardı ama tüm sülale VW araç kullandığı için bir anarşistlik yapıp Honda olsun dedim.

Ailem 1.8 vergisi yakıtı çok olur. 0 al dedi. 1.4 yeni kasa Civic Hb fikri ağır basmaya başladı.

Sırasıyla Astra , C4 , i30 testlerinden sonra Golf bakmak için bayiye gittim. İlgi göremedim. Doğuş personeli olduğum için indirimli alma hakkımdan yararlanamayacağımı, ellerindeki araçları normal müşterilere satmak istediklerini, stok olan bayileri paylaşmadıklarına kanaat getirince Honda bayisine gittim verdim kaporamı.

ilk 6 ay her şey güllük gülistanlık.

Başladı trim sesleri.

Süspansiyonların sertliği artık tat vermemeye başladı.

Çevremde her zaman 'abi neyin gazına geldin sen keşke Golf alsaydın' lafları.

Servisle aramızda olan  nazik bir tartışma.

2.el değer kaybı ve satabilme olasılığı...

Bunlar hep beni soğutan ektenler oldu.

Gelelim gölüm Golf'e nasıl kaydığına...

1. marka imajı

2. sülalenin VW satıp gene VW alması ( vardır bir bildikleri yıllardır aynı marka )

3. teste çıktığımda suratımda oluşan sırıtma hissi

4. oto galericilere aracı satın alır mısınız diye sorunca yok kardeşim Golf olsa alırdım bak vallahi demeleri

5. neredeyse 0 trim sesi.

6. İç mekanda premium sayılır his.

7. İnanılmaz konforlu süspansiyon sitemi

8. kolay bulunur ve uygun aksesuar, opsiyon ve yazılım desteği

ve aklıma gelmeyen birçok şey.

şuan hala kırmızı civic'ime biniyorum.

kendimi tungsten gri, cam tavan, 1.2 tsi dsg Golf'ümün içinde görmek istiyorum artık.

yaptık bir hata napalım :eek:  

Golf'ümü alayım hele , kurbanını keselim hayırlısıyla herkese benden çay... söz abiler.

 
msk_sansal dedi:
Golf'ün diğerleriyle arasındaki farkları, Golf'ü niye almalıyım, neden almadım  ve diğerleri ;

2013 senesinde Hdi motorlu az yakan bir arabam vardı. Trim sesine ve alt takımda yaşadığım bazı olumsuzluklar ve birkaç başka nedenden dolayı birkaç bin TL kayıpla aracımı sattım...

Malum 2. el sitelerinden ve adı batsın bir forum sitesinden 1.8 civic hb bakıyordum.

Aklımın bir ucunda her zaman VW vardı ama tüm sülale VW araç kullandığı için bir anarşistlik yapıp Honda olsun dedim.

Ailem 1.8 vergisi yakıtı çok olur. 0 al dedi. 1.4 yeni kasa Civic Hb fikri ağır basmaya başladı.

Sırasıyla Astra , C4 , i30 testlerinden sonra Golf bakmak için bayiye gittim. İlgi göremedim. Doğuş personeli olduğum için indirimli alma hakkımdan yararlanamayacağımı, ellerindeki araçları normal müşterilere satmak istediklerini, stok olan bayileri paylaşmadıklarına kanaat getirince Honda bayisine gittim verdim kaporamı.

ilk 6 ay her şey güllük gülistanlık.

Başladı trim sesleri.

Süspansiyonların sertliği artık tat vermemeye başladı.

Çevremde her zaman 'abi neyin gazına geldin sen keşke Golf alsaydın' lafları.

Servisle aramızda olan  nazik bir tartışma.

2.el değer kaybı ve satabilme olasılığı...

Bunlar hep beni soğutan ektenler oldu.

Gelelim gölüm Golf'e nasıl kaydığına...

1. marka imajı

2. sülalenin VW satıp gene VW alması ( vardır bir bildikleri yıllardır aynı marka )

3. teste çıktığımda suratımda oluşan sırıtma hissi

4. oto galericilere aracı satın alır mısınız diye sorunca yok kardeşim Golf olsa alırdım bak vallahi demeleri

5. neredeyse 0 trim sesi.

6. İç mekanda premium sayılır his.

7. İnanılmaz konforlu süspansiyon sitemi

8. kolay bulunur ve uygun aksesuar, opsiyon ve yazılım desteği

ve aklıma gelmeyen birçok şey.

şuan hala kırmızı civic'ime biniyorum.

kendimi tungsten gri, cam tavan, 1.2 tsi dsg Golf'ümün içinde görmek istiyorum artık.

yaptık bir hata napalım :eek:  

Golf'ümü alayım hele , kurbanını keselim hayırlısıyla herkese benden çay... söz abiler.
Çok güzel anlatmışsınız hocam elinize sağlık.

 
msk_sansal dedi:
Golf'ün diğerleriyle arasındaki farkları, Golf'ü niye almalıyım, neden almadım  ve diğerleri ;

2013 senesinde Hdi motorlu az yakan bir arabam vardı. Trim sesine ve alt takımda yaşadığım bazı olumsuzluklar ve birkaç başka nedenden dolayı birkaç bin TL kayıpla aracımı sattım...

Malum 2. el sitelerinden ve adı batsın bir forum sitesinden 1.8 civic hb bakıyordum.

Aklımın bir ucunda her zaman VW vardı ama tüm sülale VW araç kullandığı için bir anarşistlik yapıp Honda olsun dedim.

Ailem 1.8 vergisi yakıtı çok olur. 0 al dedi. 1.4 yeni kasa Civic Hb fikri ağır basmaya başladı.

Sırasıyla Astra , C4 , i30 testlerinden sonra Golf bakmak için bayiye gittim. İlgi göremedim. Doğuş personeli olduğum için indirimli alma hakkımdan yararlanamayacağımı, ellerindeki araçları normal müşterilere satmak istediklerini, stok olan bayileri paylaşmadıklarına kanaat getirince Honda bayisine gittim verdim kaporamı.

ilk 6 ay her şey güllük gülistanlık.

Başladı trim sesleri.

Süspansiyonların sertliği artık tat vermemeye başladı.

Çevremde her zaman 'abi neyin gazına geldin sen keşke Golf alsaydın' lafları.

Servisle aramızda olan  nazik bir tartışma.

2.el değer kaybı ve satabilme olasılığı...

Bunlar hep beni soğutan ektenler oldu.

Gelelim gölüm Golf'e nasıl kaydığına...

1. marka imajı

2. sülalenin VW satıp gene VW alması ( vardır bir bildikleri yıllardır aynı marka )

3. teste çıktığımda suratımda oluşan sırıtma hissi

4. oto galericilere aracı satın alır mısınız diye sorunca yok kardeşim Golf olsa alırdım bak vallahi demeleri

5. neredeyse 0 trim sesi.

6. İç mekanda premium sayılır his.

7. İnanılmaz konforlu süspansiyon sitemi

8. kolay bulunur ve uygun aksesuar, opsiyon ve yazılım desteği

ve aklıma gelmeyen birçok şey.

şuan hala kırmızı civic'ime biniyorum.

kendimi tungsten gri, cam tavan, 1.2 tsi dsg Golf'ümün içinde görmek istiyorum artık.

yaptık bir hata napalım :eek:  

Golf'ümü alayım hele , kurbanını keselim hayırlısıyla herkese benden çay... söz abiler.
Değerli Hocam;

Harika bir yazı olmuş.

Gerçekten samimi tespitler hepsi

bunları deneyimlemeseydiniz Golf'ü bizim kadar sevmezdiniz...

Yaşanması gerekenler yaşandı diyelim.

Ama  en kısa zamanda Golf'ünüze kavuşmanızı dilerim.

 
Orijinalden alıntı:  kaan27mGolf sever arkadaslar bulundugum ilde vw bayii bulunmuyor.  Yardimlariniza ihtiyacim var. simdiden yardimlariniz icin tesekkur ediyorum.

Ikinci araba olarak manuel 1.2 tsi midline plus golf almak istiyorum. Araci esim kullanacak. Aracta cogu zaman 2 cocuk olacak. Cok fonksiyonlu direksiyon, bluetooth ve arka park sensorunu opsiyon olarak dusunuyorum. Temmuz ayinda izinvdolayisiyla istanbulda olacagim. Araci gorerek alabilirmiyiz sira var midir? Onceden siparis vermek gerekir mi?

Bugun esim tiguan gordu golf yerine bunu alalim diyor. Ancak bizim araziyle isimiz yok. Tiguanin yakit tuketimide daha fazla olacak. Golfe daha yakinim sizin bu konuda onerileriniz olur mu?
Değerli Hocam bugün hafta sonu olduğundan forumun Hocalarının büyük bir kısmı aileleriyle birlikte - veya Golf'leriyle birlikte de desek yanlış olmayacaktır - vakit geçirmektedirler şimdilerde.

Bayan sürücüler genellikle yüksek araçları güçlü, maskülen görüntülerinden ötürü sıkıştırılmalara karşı olduğu gibi genel olarak da daha güvenli sayma eğiliminde olabilirler.

Bir başka olasılık da trafik ışıklarında ya da yoğun trafikte ilerlerken yüksek profili nedeniyle gözle yapılan tacizleri de imkansız kılması olabilir.

Yakın geçmişte yaşadığım bir deneyime dayanarak söylüyorum ki; hanımefendiler akıllarına bir şey koydular mı onu değiştirmek hayli güç....

Tiguan başka bir segment, bambaşka bir araç ve yakıt tüketiminin yüksek olduğu yolundaki olumsuz eleştiriyi de hatırımda tutarak mantık olarak Tiguan'ın Volkswagen'in kalitesini taşıdığını ön kabul olarak alabiliriz. Tiguan zaten Kompakt SUV tabir edilen yüksek profile sahip araçlar aslen arazi aracı olmaktan çok hani bozuk yollarda veya stabilize yollarda kullanabileceğiniz tarzda bir araçtır. Arazi araçlarının uzaklaşma ve yaklaşma açısı  tabir edilen dik meyillere iniş ve çıkışlar için şasi ve karoserleri özel olarak dizayn edilmişlerdir ve arazi için ayrı bir vites kutusu, manuel diferansiyel kilitleri, lastik, süspansiyon ve motor güçleri vb. çoook farklıdır.

Golf'ü tercih etmemdeki en önemli etmenlerden biri donanım paketi gözetmeksizin standart olarak sunduğu güvenlik ekipmanı ve güvenlik anlayışıdır...

Size en önemli önerim Midline plus aracınıza "sürüş konfor paketi"ni opsiyon olarak ekletmeniz....

Çünkü arka sensörler haricinde sadece ön sensörler fiyatına cruise control ve hız sınırlayıcıyı da içeren Highline direksiyonlu araç otomatikman gelecektir....

Çok fonksiyonlu direksiyon opsiyonuna da gerek kalmayabilir bu durumda.... Bunun için ayırdığınız bütçeyi de "%65 oranında karartılmış arka ve yan arka camlar" için kullanabilirsiniz.

Arkada çocuklarınız olacağı için arka yan ve arka camlar %65 karartılmış renkli camlı alırsanız çocuklarınız uyurken güneşten ve sıcaklıktan daha az etkileneceklerdir.

Aracınızı standart donanım paketiyle sipariş etmeniz halinde dört ya da beş haftalık bekleme süresi sonunda aracınıza binebileceksiniz.

Opsiyonlar  arttıkça bekleme süresi artacaktır. Opsiyonlu bir aracın bekleme süresi yaklaşık 90-120 gün olacaktır. Haziran ayında fabrikaların 1 aylık revizyon ve bakım tatiline girdiklerini de göz önünde bulundurursak... Bunun anlamı şimdi sipariş verirseniz dahi Ağustos sonu ya da Eylül sonunda aracınıza kavuşabileceğinizdir.

Eğer zaman  sınırlamanız varsa

Bunun yerine hazır opsiyon eklenmiş bir araç da bulabilirsiniz.

Bana kalırsa ilk olarak Volkswagen canlı destek ile mesai saatlerinde görüşerek sipariş edilmiş, üretim sürecinde veya taşıma aşamasında vazgeçilmiş siparişleri takip etmenizdir....

Kimbilir belki bahsini ettiğimiz opsiyonlara sahip bi araç bulmanız dahi mümkün olabilir.

Manuel ve 1.2 olduğu için aradığınızı bulma olasılığı oldukça yüksek göründü bana...

Şimdiden hayırlısı olsun....

 

Orijinalden alıntı:  maverick_12

Arkadaşlar aracım 1.4 TSI 122HP Manuel Highline. 7000km'ye yaklaşırken araç ile ilgili fikirlerimi güncellemek istedim...

Eksileri: (bunların kimisi kronik olabilir kimisi benim şanssızlığım olabilir)

- Daha önce konuşulan turbo yay kıskacından gelen metal sürtme sesi. İnsanı sinir edebiliyor bazen. Benim gibi kulağınız hassas ise özellikle. Neyseki artık çözümünü biliyoruz. 122hp alacaklar bu konuyu servisle konuşarak alsınlar kesinlikle.

- Ön sol cam fitilinde sıkıntı var benim. Camı açıp kaparken patır patır ses yapıyor. 90km hızı geçince içeri ses alıyor. Oysa sağ tarafta oturduğumda 120km'de bile rüzgar sesi almıyor. Basit birşey aslında. Henüz baktıramadım.

- Debriyaj gıcırdaması. Bazen olmuyordu bazen sıcaklar artınca cayır cayır gıcırdıyordu :) Servistekilere geçerken uğradım, 5 dakikada yağlama gibi birşey yapıp sıktılar. Şu an fıstık gibi.

- Arka takımdan tıkırtılar geliyor gibi hissediyorum. Emin değilim. Takozlar aşınmış olabilir. 17" jant var. Bir de bir süre aracı hep bozuk yerlerde kullandım. Bu aracı almanlar biraz nazlı yaptılarsa takozlar aşınmış olabilir. Onu henüz gösteremedim. Cam fitili ile beraber ikisini göstereceğim. Ama freelander aracımda da olmuştu geçen sene. Takozlar değişti. Ordan ses tanıdık geliyor. Önde hiçbirşey yok yalnız. Sadece hafiften arkadan geliyor. Çoğu kişi fark edemez.

Artıları: (biraz da övelim)

- Direksiyonu çok seviyorum. Araç çok stabil. Manevra kabiliyeti yüksek. Yüksek hızlarda güven veriyor. İhtiyaç duyulan herşey direksiyon üzerinde ve kolay erişiliyor. Ayrıca direksiyonun hissiyatı sanki bir premium araç direksiyonu gibi. Bu bence araçla ilk etkileşimi kurduğunuz parça olarak çok önemli ve büyük bir artı.

- Motor ve yakıt tüketimi çok iyi. Sabahları eşimi işe bırakıyorum ortalamam 5,5lt - 5,6lt . Son 3500km genel ortalamam 6,5lt. Motor iyice açıldı. Basınca yeterince iyi gidiyor. Bir kere bile zor durumda bırakmadı. Sol şeridin müdavimiyim :) Kickdown yapınca istediğim gibi kaçıyor. 3->5 veya 4->6 gibi vites geçişleri rahatça yaptırıyor. (sert ivmelenme ve arkasından cruise şeklinde) Yani genel olarak aracın dişli oranları çok çok güzel ayarlanmış. Ve devir bandı geniş bir alanda canlı olarak kullanılabiliyor. Ayrıca bu kullanım ile bu yakıt yüzümü güldürüyor.

- Xenon'lar çok güzel. Otomatik modda aracın sensörleri çevre ışığını çok iyi algılıyor. Daha önce kullandığım fluence'te de auto vardı ama ikisi aynı şey değilmiş :) Statik dönüş farları kağıt üstünde gereksiz görünebilir ama karanlık yerlerde manevra yaparken ne kadar güzel bir özellik olduğunu anlıyorsunuz.

- Aracın süspansiyonları hafif sert ama gayet güzel. Koltukları yeterince konforlu. Bu ikili araçtan aldığım zevki arttırıyor.

- Düşük devirde giren turbo ve hillhold her türlü yokuşta ve sıkışık trafikte aracı kesintisiz bir sürüş keyfiyle kullanmanızı sağlıyor. Bu özellikle önemli bir nokta bence. Bugüne kadar hiçbir yokuşta araç bayılmadı, kaldırırken sıkıntı yaşatmadı, trafikte yavaşlarken sürüş konforundan ödün vermedi (diğer araçlarda vitesler arası kararsızlık, silkeleme çokça yaşadığımız şeyler) Bence pek görülmeyen ama büyük bir artı.

- Onun haricinde araca binen herkes beyaz ambiyans aydınlatmaya ve dashboard'a bayılıyor :) Bir de ilginç şekilde arkaya oturan kişilerden ne kadar rahatmış diye yorumlar alıyorum. Dışardan göründüğünden daha konforlu sanırım. Yanıltıyor arkaya oturan kişileri. Bağımsız süspansiyon yüzünden de konforlu hissettiriyor olmalı.

- Yol tutuş ilk başlarda sadece iyi görünmüştü ama 80 ile girdiğim virajlara 120 ile girmeye başladım. Bir kaç kere çok dar virajlarda yüksek devirde girerek aracı zorladım. Kayma eğiliminde ESP hemen gerekli tekerleğe etki edip kesiyor. Onun haricinde yüksek hızla girdiğim geniş virajlarda aracın yolu kavraması yüzümü güldürüyor. Eskiden yanımdaki araçlarla hemen hemen eşit hızda girdiğim virajlardan, şimdi bir kaç araç sollayarak çıkıyorum :)

- Son olarak unutmadan izolasyon çok çok iyi. Sadece akustik değil, vibrasyon namına da izolasyon çok iyi yapılmış. Arabanın cruise ederken ne sesi geliyor, ne sarsıntısı geliyor. Bir kaç kere stop ettiğimde aracın hafif silkelenmesini bile hissetmedim. Ama bu harika izolasyon aynı zamanda insanın her küçük detaya pür dikkat kesilmesine sebep oluyor. Kulağınız biraz da hassas ise belki bir eksi haline gelebilir :)

Özetle şu an araç alacak olsam yine bu aracı alırdım. Araçtaki bir çok küçük özellik üzerinde çokça düşünülerek yapılmış. Ve bunlar aracı kullandıkça daha da sevmenize sebep oluyor. (Aracı stop ederseniz el frenini otomatik çekmesi, debriyaja basar basmaz tekrar çalıştırması, park ederken sensör sesi gelmeye başladığında müziği kısması, vs vs) Dün sırf biraz daha fazla kullanmak için işimden erken çıkıp gidip eşimi iş yerinden aldım. O kadar keyifli geliyor hala.

Umarım alacak veya yeni alan arkadaşlara, artıları eksileri ve olası hataları konusunda fikir verebilmişimdir.

 

Geri
Üst Alt